14 Haziran 2013 Cuma

Yıldız Alpar 60. Yıl Resitali


Minik kelebekler ne de güzelsiniz. Hep ileriye yükseğe başarıya uçun. Sevginiz umutlarınız neşeniz sağlığınız hep daim olsun....
 

Minik kelebekler...
 Yıldız Alpar-Nehir ve Aylin öğretmen:)
 O bakış herşeyi anlatıyor zaten...

24 Nisan 2013 Çarşamba

Nehir'in Evi

Doğum gününde sana özel bir hediye yapmak istedim. ve şu ana kadar en keyif aldığım projede çalışmaya başladım:)
Sen uykuya dalınca salon birden stüdyoya dönüşüyordu, sonrasında da hiçbir şey yaşanmamış gibi topluyordum etrafı:) gece aniden uyanıp beni çağırdığında yaşadığım paniği anlatamam...
Bir yandan gizlice yapmaya çalışırken '' ödevim için bana yardımcı olur musun diyerek tüm malzemeleri sana seçtirdim. Üstüne bir de harika duvar kağıtları yapabileceğim malzemeleri bulunca herşey hazırdı. 
gerisi tamamen hayal gücüne kalmıştı..
İyi ki doğdun aşkım,
Seni seviyorum.
malzeme kombinleri hazırlandı,

duvar kağıtları yapışkanlı bantlarla hazırlandı,(mutfak)
yatak odası,
salon,

banyo,

 ikea'dan aldığımız raf ünitesine duvar kağıtları yapıştırıldı
raf ünitesinin arkası için çatı şeklinde babacığının kestiği panele 
çiçekler ve kelebekler yapıştırıldı,

ve bir gece vakti evin hazırdı....


güle güle oyna bebeğim...

18 Nisan 2013 Perşembe

Okul Seçimi


Bu süreçte çok üzüldüğüm , neden? dediğim anlar çok oldu. Ve birden hayat bize farklı bir yol gösterdi. İşte bu zaman içinde yaşadıklarımın özeti.
Herşey senin için meleğim seni çok seviyorum....

Bu arayışın bu kadar zor olacağını önceden tahmin edememiştim. Üstelik yeni düzen  eğitim konusunda bu kadar bilgisizken durum iyice sinir bozucu oldu.
Dikkat edilmesi ve değerlendirilmesi  gereken birçok kriter vardı eskiye nazaran. Listeler yapıldı; devlet okulları, özel okullar ayrıldı. Öncelikle verilmesi gereken karar buydu, çevredeki ‘’iyi’’ devlet okulları araştırıldı, gönül hep devlet okulundan  yana idi. Veya  yeni düzen 4+4+4’ ün ilk 4’ünde devlet denenebilirdi fakat  bazı ilkokulların  ileriki yıllarda ortaokul  veya imam hatip olabileceği kuşkusundan dolayı devlet okulu fikrinden vazgeçildi.
Artık özel okullar pardon’’eğitim kurumları’’ arasından seçim yapılması gerekecekti. İlk etapta vizyon ve misyonu bize uymayan okullar elendi. Haritada hedefe uygun okulların yerleri ve evimize uzaklıkları tespit edildi.
Trafik düşünülerek ‘’uzak’’ olan okullar elendi. Ki bunlar arasında benim çok sıcak baktığım Küçük Prens Okulu  da vardı. Bu uzaklık konusunun Galatasaray’ın seçmelerinde gözardı edileceği konusunda mutabık kalındı...
Okullar yıllık ücretlerine göre sınıflandırıldı fakat bu sınıflandırma yapılırken anaokulu fiyatları değil ilkokul fiyatları dikkate alındı zira bazı okullarda bu fark ciddi boyutlara ulaşıyordu.
Fiyatlarına göre ‘’en iyi’’ okullar hemen elendi. Çocuğun yaşı, kapasitesi, müfredat belli iken 40-50 bin TL. Yıllık ücreti olan eğitim kurumlarının çocuğa gerçekten ne vereceği merak uyandırdı. Ha gerçekten bir fark varsaydı bu okullar neden son yıllarda diğer okullardan öğrenci transfer etmeye çalışıyorlardı anlaşılamadı!
Bu merak’ ın cevabını 9 sene sonra öğreneceğimiz için içimiz rahatladı...
Pek çok kişinin dikkat etmediği okul binalarının durumu değerlendirildi. Fark edildi ki insanların eğitimdeki öncelikleri yüzme havuzu ndan ibaret olabiliyordu. Çoğu kurumda çocukların bırakın oynayacağı görebileceği bir yeşil alan bile yoktu.  Bu içimizi acıttı. Çünkü çocuklar hepimizin çocukları idi. Ders aralarında verilen 10-15 dakika araya da solunumdan gelen TENEFFUS denmiyor muydu?
Yüzüklerin Efendisi’ ni yazarken Tolkien’ in dediği gibi ’’olaya bir harita tasarlayarak başlama uyanıklığında bulundum, geriye sadece  hikayeyi yerleştirmek kalmıştı.’’
Demek istediği içinde yaşadığımız yerle aramızdaki bağın bilincine varabiliyorsak aidiyet duygumuzun gelişmiş olacağıydı.
Kim bilir belki de mimar olduğum için bu konu bu kadar dikkatimi çekmişti....
Genel olarak artık eğitimin tamamen ticari bir sektör haline geldiği anlaşıldı. Öyle ki çoğu eğitim kurumunda karşılanmanız bile POTANSIYEL VELI olarak değil POTANSIYEL MÜŞTERI olarak görüldüğünüzün kanıtıydı.
 Devlet okullarının çoğunun belki de hepsinin imam hatip, fiyatları gayet uygun olan birtakım özel okulların ise sayıca daha da artarak devlet okulu statüsünde eğitim vereceklerini tahmin etmek zor değildi.
Ve sonunda karar verildi.
Tüm önyargıları kırıp gidip gördüğüm, aklıma gelen her soruyu sorduğum, eğitim kadrosuyla, vizyon ve misyonu  ile İstanbul’ da böyle bir kampüs yok diyebileceğim binası ile Nehir’im artık bir FENERBAHÇE KOLEJI öğrencisi idi.
Anlaşıldı ki önyargı çok ama çok kötü birşeydi.....

20 Mart 2013 Çarşamba

Michael Jackson - I'll Be There (In Memoriam)


MJ’ in ölümünü kabullenemeyen Nehir sürekli onunla ilgili birşeyler öğrenmek ve seyretmek ister....
Anneee bana Michael Jackson’ ın çocukken söylediği şarkıyı açar mısın?
Anneee neden öldü? Hangi mikroptan öldü?
Bilmiyorum bebeğim!
                O zaman ipad’ de MJ hangi mikroptan öldü yaz ipad söyler!
Peki !
Ve I’ll be there’ i dinlerken
Ama ben çok duygulanıyorum, bak burada gülüyor ama....



18 Mart 2013 Pazartesi

MJ


Dün Cirque du Soleil’ in Michael Jackson Immortal World Tour gösterisindeydin.
En komik anımız senin gösterinin orta yerinde uyuyup sonlarına doğru uyandığında yaşandı. Sanki hiç uyumamış gibi uyandığında birden el çırpmaya başladın. Hem de ritmik olarakJ Fatih’in suratını görmeliydin o an, tam dumur...
Sonrasında tam bir MJ hayranı oldun. Eve gittiğimizde kliplerini seyretmeye başladık diğer komik an da o zaman yaşandı  önce Beat It sonra da Black and White’ı seyrettik ve sen Annee Michael Jackson neden bir klipte siyah bir klipte beyaz diye sordun!
Ne diyeceğimi bilemedim o an sonra hastalandı diye bir şey uydurdumL
Kliplerden en çok Black&White’ ı sevdin.:) insanların yüzlerinin değiştiği sahneyi sürekli izlemek istedin...  ve büyüyünce onun gibi dans etmek istediğini söyledin. Gece yatmadan önce Anne ben Michael Jackson’ ı hiç unutmayacağım dedin...
Ben de keşke böyle harika bir organizasyon Barış Manço için de yapılsa diye hayıflanarak seni seyrettim....
Seni seviyorum bebeğim



11 Mart 2013 Pazartesi

İtiraf

Aşkım bu kadar özelini burada paylaşmak istemedim.
ağzında çıkan yaralardan ötürü gittiğimiz doktor hakkında konuşurken gözleri yeşil olduğu için onu çok beğendiğini söyledin baba da Nehir kesin renkli gözlü biriyle evlenecek dedi. Bunun üzerine
inşallah Micah ile evlenirim çünkü ben ona aşığım ama Efe' ye de aşığım bir türlü karar veremiyorum.:)

10 Mart 2013 Pazar

Sonunda ben de yaptim

...Yanaginda o kocaman yara cikmadan once cok hastalanmistin hani bacagindan antibiyotik igne yapmislardi ve bir muddet yuruyememistin cok korkmustuk, o ignenin adi sakatli igne oldu bu yuzden. Evet artik dayanamadim ve hicbir sey yemedigin icin boyle devam edersen igne yapacak o zaman sana doktor dedim....

15 Şubat 2013 Cuma

Büyüyünce ne olmak istersin?

sahne, perde, dekor, confeti, çiçek, tütü, topuz, toka, BALERİN:)

31 Ocak 2013 Perşembe

Aynalar

Canım kızım,
bu sabah okuldan aradılar iki gündür ağlayarak gidiyormuşsun ve beni çok özlediğini söylüyormuşsun...
dün gece hem sen hem de ben çok yorgunduk senin istediğin kadar vakit geçiremedik...hatta hiç de memnun olmadığını ilettin bize...dün geziye gitmiştiniz İstanbul Modern Müzesi Sihirli Aynalar Atölye çalışmasına fotoğraflarınızı gördüm harikaydı...biraz da yorulmuştun onun da etkisi vardı akşamki halet-i ruhiyende...
aşkım emin ol baban ve ben elimizden geldiğince sana vakit ayırıp oyunlar oynuyoruz, kitaplar okuyoruz belki oynamadığımız zaman böyle hissetmenin nedeni budur...
o çizgi gözlerden yaşların akmasın, o minik eller herzaman alttaki kadar güzel resimler yapsın...
seni seviyorum
annen
30.01.2013 İstanbul Modern_Copyright ©2008 - 2013 , (Nehir Bayraktar))



28 Ocak 2013 Pazartesi

Pamuk şeker pembesi

bekledim...bekledim...elim gitti yazmaya geri çektim... hala bekliyorum, umuyorum  istiyorum...
tek isteğim şimdiki gibi senin de hep ama hep istemen....
bu kadar güzel bir okulla tanışmamıza vesile olduğun için sana ayrıca teşekkür ederim aşkım...
seni seviyorum.

14 Ocak 2013 Pazartesi

Fındıkkıran

O kadar keyif aldık ki,
gerçekten biz de düşler ülkesine gittik....
Fındıkkıran mutlaka seyredilmeli.




4 Ocak 2013 Cuma

Saflığın en saf hali

Nehir, kahvaltıdaydık birdenbire babaya dönüp gülümseyen çizgi gözlerinle  babaaa biliyo musuuun M. beni öptüüü hem de dudağımdaan dedin o an babanın suratındaki ifadeyi görmeliydin tasvir edilemez bir andı:)
ne kadar safsın meleğim, düşünsene 18 yaşına geldiğinde kahvaltıda aynı itirafta bulunduğunu:)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails
Site Meter